We like it when others' mistakes are pointed out, but not when ours are.
- Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.
We can't let these greedy bastards take what is ours.
- Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
We really enjoyed ourselves.
- Biz gerçekten eğlendik.
We agreed among ourselves.
- Biz kendi aramızda anlaştık.
Their lifestyle is different from ours.
- Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
We often hear it said that ours is essentially a tragic age.
- Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
We consumers must buy more domestic products.
- Biz tüketiciler daha fazla yerli ürün tüketmeliyiz.
We advertise our products on TV.
- Biz, TV'de ürünlerimizin reklamını yaparız.