Cold weather keeps many plants from blooming.
- Soğuk hava birçok bitkinin çiçek açmasını engeller.
Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
- Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
Several plants are commonly considered culinary vegetables despite being botanical fruits.
- Birçok bitkiler botanik meyve olmasına rağmen yaygın olarak mutfak sebzesi olarak kabul edilirler.
This herbal ointment relieves pain and promotes healing.
- Bu bitkisel merhem ağrıyı hafifletir ve iyileşmesini destekler.
Tom poured himself cup of herbal tea.
- Tom kendisine bir fincan bitki çayı koydu.
There were only a few patches of vegetation near the river.
- Nehrin yakınındaki bitki örtüsünün sadece birkaç yaması vardı.
The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell.
- Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.
In addition to water, sunshine is absolutely necessary for plant life.
- Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir.
Before that, there was no plant life in this region.
- Bundan önce, bu bölgede bitki yaşamı yoktu.
I think it's unlikely that plants feel pain.
- Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.
If it were not for plants, we wouldn't be able to live.
- Bitkiler olmasaydı, biz yaşayamazdık.