It is hard to combine business with pleasure.
- İşi zevkle birleştirmek zordur.
In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
- On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
Tom wanted to unite not divide.
- Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
Collagen is a protein that aids the joining of tissues.
- Kollajen, dokuların birleştirilmesine yardımcı olan bir proteindir.
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, Birleşik Devletler başkanlığına seçildi.
The United States borders Canada.
- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
The twilight merged into darkness.
- Alacakaranlık karanlıkla birleşti.
The Mitsubishi Bank merged with the Bank of Tokyo.
- Mitsubishi Bank, Tokyo Bank ile birleşti.