Onlardan biri bir casus.
- One of them is a spy.
Onlardan birini seçebilirsin.
- You may choose one of them.
Onlardan birisi yalan söylüyor.
- One of them is lying.
Sen onlardan birisin, değil mi?
- You're one of them, aren't you?
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
- If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
İlimizde birçok yetenekli insan var, ama Tom bunlardan biri değildir.
- There are many talented people in our city, but Tom isn't one of them.