For a while she did nothing but stare at me.
- Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
We're going to have good weather for awhile.
- Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
He was happy for a time.
- O, bir süre mutluydu.
For a time, things were peaceful.
- Bir süre için her şey huzurlu idi.
I want to leave these packages for a while.
- Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.