His brother has been missing for a while now.
- Erkek kardeşi bir süredir kayıp.
I haven't seen you for a while.
- Bir süredir seni görmedim.
He stood there for a while.
- O, bir süre orada durdu.
He stayed here for a while.
- O, bir süre burada kaldı.
We're going to have good weather for awhile.
- Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
He stayed in London for a time.
- O, bir süre Londra'da kaldı.
For a time, things were peaceful.
- Bir süre için her şey huzurlu idi.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
He stayed here for a while.
- O, bir süre burada kaldı.