Tom never opens his mouth without complaining about something.
- Tom asla ağzını birşeyi şikayet etmeden açmaz.
I have to help Tom do something tomorrow morning.
- Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim.
I have a feeling something good is going to happen today.
She has a certain something.
She wiped something with a cloth, wiped at the wall shelf, and put the something on it, clinking glass.
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
Can you see anything in there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
Give me something to do.
- Bana yapacak bir şey ver.
Some doctors say something to please their patients.
- Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
Does this ring a bell?
- Bu bir şey çağrıştırıyor mu?
The name Tom doesn't ring a bell.
- Tom ismi bir şey çağrıştırmıyor.