Tom never opens his mouth without complaining about something.
- Tom asla ağzını birşeyi şikayet etmeden açmaz.
I have to help Tom do something tomorrow morning.
- Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim.
I have a feeling something good is going to happen today.
She has a certain something.
She wiped something with a cloth, wiped at the wall shelf, and put the something on it, clinking glass.
Let me know if you are in need of anything.
- Eğer bir şeye ihtiyacın olursa haberim olsun.
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
I want something sweet.
- Tatlı bir şey istiyorum.
That name doesn't ring any bells.
- O isim bir şey hatırlatmıyor.
Does that ring a bell?
- Bu size bir şeyler hatırlatıyor mu?