Many are called, but few are chosen.
A great many do not understand this.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
She saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
Many nights did he spend, looking up at the stars.
- O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
I can't imagine how much more colourless life would be without multiple languages.
- Yaşamın birçok dil olmadan ne kadar fazla renksiz olacağını düşünemiyorum.
This book is written in multiple languages.
- Bu kitap birçok dilde yazılmıştır.
A lot of English words are derived from Latin.
- Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
She saw a lot of animals on the road.
- Yolda birçok hayvan gördü.
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
Numerous countries have signed a nuclear disarmament agreement.
- Birçok ülke nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzaladı.
We have made numerous improvements to our house since we bought it.
- Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
He has written lots of books about his experience abroad.
- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
- Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
Several students have gone home without cleaning the classroom.
- Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.
Several politicians exerted strong pressure on the committee.
- Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
There were quite a few rotten apples in the basket.
- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.
- Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
Television has a great deal of influence on society.
- Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
There are various ways of enduring the pain.
- Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.
She was mimicking the various people in our office.
- O ofisteki birçok insanı taklit ediyordu.
Not a few people live to be over eighty.
- Birçok insan seksen yıldan fazla yaşamaz.
Flexibility is one of the many advantages of working from home.
- Evde çalışmanın birçok yararından biri esnekliktir.
Despite the many tragedies she has had in life, she remains to have the pureness of her heart.
- Hayatta yaşadığı birçok trajediye rağmen, o, kalbinin saflığına sahip olmayı sürdürüyor.
Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
- Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
Lots of girls like Tom.
- Birçok kız Tom'u sever.
A good many people were there.
- Birçok kişi oradaydı.
There were a good many candidates for the position.
- Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı.
Quite a few people went to the concert.
- Birçok insan konsere gitti.
Quite a few Americans like sushi.
- Birçok Amerikalılar suşi severler.