Life is not an exact science, it is an art.
- Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
- Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
- Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.
The only real science is the knowledge of facts.
- Tek gerçek bilim, gerçeklerin bilgisidir.
I have been learning a science.
- Ben bir bilim öğrenmekteyim.
In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
My major is economics.
- Benim branşım ekonomi bilimidir.
I don't care about economics.
- Ben ekonomi bilimi hakkında dikkat etmem.