Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
Life is not an exact science, it is an art.
- Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
Scientific knowledge has greatly advanced since the 16th century.
- Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi.
The dissemination of scientific knowledge is essential.
- Bilimsel bilginin dağıtımı önemlidir.
I have been learning a science.
- Ben bir bilim öğrenmekteyim.
Many scientists have the reputation of being eccentric.
- Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.
He respects Einstein, an American scientist.
- O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
Mr Johnson is not a scholar but a poet.
- Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.
Physics is a branch of science.
- Fizik bir bilim dalıdır.
We are the pioneers of this new branch of science.
- Biz bu yeni bilim dalının öncüleriyiz.
Linguistics is the discipline which aims to describe language.
- Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
He studies computational linguistics.
- Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.