It's not rocket science.
- O, roket bilimi değil.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
Scientific knowledge has greatly advanced since the 16th century.
- Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi.
The dissemination of scientific knowledge is essential.
- Bilimsel bilginin dağıtımı önemlidir.
I have been learning a science.
- Ben bir bilim öğrenmekteyim.
I consider him a great scientist.
- Onu büyük bir bilim adamı olarak görüyorum.
Many scientists live in this small village.
- Birçok bilim adamı bu küçük köyde yaşıyor.
The eloquent scholar readily participated in the debate.
- Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.
He is a scholar to the core.
- O, gerçek bir bilim adamıdır.
We are the pioneers of this new branch of science.
- Biz bu yeni bilim dalının öncüleriyiz.
Botany is an applied science.
- Botanik, uygulamalı bir bilim dalıdır.
Linguistics is the discipline which aims to describe language.
- Dilbilim dili tanımlamayı amaçlayan bilim dalıdır.
In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
He studies computational linguistics.
- Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.