She has an encyclopedic knowledge of cooking.
- Yemek pişirme hakkında her şeyi bilir.
It's common knowledge that you don't like Tom.
- Tom'u sevmediğin herkesçe bilinen bir şey.
I gave him what little information I had.
- Ne biliyorsam ona söyledim.
You know I can't give out that kind of information.
- O tür bilgiyi bildiremeyeceğimi biliyorsun.