Do you hate misshapen vegetables?
- Biçimsiz sebzelerden nefret eder misin?
She was wearing an ugly dress.
- O biçimsiz bir elbise giyiyordu.
Where did you find such an ugly hat?
- Böyle biçimsiz bir şapkayı nereden buldun?
Swimming is a form of exercise.
- Yüzmek bir egzersiz biçimidir.
I'll try to change the file format then.
- Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.
The shape of a box is usually square.
- Bir kutunun biçimi genellikle karedir.
Geese fly in a V shape.
- Kazlar V biçiminde uçarlar.
The style of that house is similar to mine.
- O evin biçimi benimkine benzer.
Art is the most intense mode of individualism that the world has known.
- Sanat dünyanın bildiği bireyciliğin en yoğun biçimidir.
That is a modern form of superstition.
- Bu, hurafenin modern bir biçimidir.
They formed themselves into a circle.
- Kendilerini bir daire halinde biçimlendirdiler.
I'll try to change the file format then.
- Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.
The manager wants the report rewritten using the new format.
- Müdür yeni bir biçim kullanarak raporun yeniden yazılmasını istiyor.
I didn't make this decision lightly.
- Ben bu kararı kolay bir biçimde vermedim.
Phone robbery thwarted in unusual manner.
- Telefon soygunu olağanüstü bir biçimde engellendi.
Kim is dressed in a very attractive manner.
- Kim çok çekici bir biçimde giyinmiş.
I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.
- Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı.
Tom's face is badly bruised.
- Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.
Bu diskete format atmamalısın.
- Bu disketi biçimlendirmemelisin.