I'm just not cut out for this kind of work.
- Sadece bu tür iş için biçilmiş kaftan değilim.
I don't think I'm cut out for city life.
- Şehir hayatı için biçilmiş kaftan olduğumu sanmıyorum.
That is the sort of job I am cut out for.
- Ben bu iş için biçilmiş kaftanım.
You have your work cut out for you.
- Sizin için biçilmiş kaftan işiniz var.
You must reap what you have sown.
- Ne ekersen onu biçersin.
You reap what you sow.
- İnsan ektiğini biçer.
Tom mowed Mary's lawn for her.
- Tom Mary'nin çimenliğini onun için biçti.
The lawn needs to be mowed.
- Çimlerin biçilmesi gerekiyor.
Bob charged 3 dollars an hour for mowing lawns.
- Bob çimleri biçme için bir saat için 3 dolar ödedi.
Tom doesn't even know how to start a lawn mower.
- Tom bir çim biçme makinesini bile nasıl başlatacağını bilmiyor.