bezdirme

listen to the pronunciation of bezdirme
Турецкий язык - Английский Язык

Определение bezdirme в Турецкий язык Английский Язык словарь

bez
{i} cloth

Why don't you polish the shoes with this cloth? - Niçin bu bezle ayakkabıları parlatmıyorsun?

Clean the window with a damp cloth. - Nemli bir bezle pencereyi temizle.

bez
gland

There's something wrong with her thyroid gland. - Onun tiroid bezinde bir sorun var.

Hypophysitis is an inflammation of the pituitary gland. - Hipofizit, hipofiz bezinin bir enflamasyonudur.

bez
rags
bez
{i} fabric
bezdirmek
disgust
bez
(Otomotiv) shop towel
bezdirmek
irk
bez
materials
bez
linen
bez
fabric, cloth; dustcloth; gland
bez
swab
bez
giand
bez
material
bezdirmek
plague
bezdirmek
harass
bezdirmek
to sicken, to plague, to harass, to weary, to tire out
bezdirmek
sicken
bezdirmek
to sicken, disgust, weary
bezdirmek
weary
bezdirmek
tucker
Английский Язык - Английский Язык

Определение bezdirme в Английский Язык Английский Язык словарь

bez
The second tine of an antler's beam
Турецкий язык - Турецкий язык
Bezdirmek işi
çörek veya küçük köfte
Bez
çaput
Bez
(Osmanlı Dönemi) BEZE
bez
Pamuktan, düz dokuma
bez
Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma: "Arkamıza kefenimsi bezler geçirip kuşakla bağladılar."- F. R. Atay
bez
Gelişigüzel kumaş parçası, çaput
bez
Bezden yapılmış
bez
Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma
bez
Herhangi bir cins kumaş
bez
Bezden yapılmış. İçinden geçen kandan veya öz sudan bazı maddeler ayırarak salgı oluşturan organ
bez
Herhangi bir iş için kullanılan dokuma
bez
İçinden geçen kandan veya öz sudan bazı maddeler ayırarak salgı oluşturan organ, gudde
bezdirmek
Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek
bezdirmek
Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek: "O günden sonra bu neşeli İstanbul yolcusunun, hatta beni bezdirmek için bile, bir kerecik dışarıya çıktığını hatırlamıyorum."- Y. K. Karaosmanoğlu
bezdirme
Избранное