Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm.
- I saw a figure approaching in the distance.
Yaklaşan sirenleri duyabiliyorduk.
- We could hear sirens approaching.
Eldeki işe konsantre olalım.
- Let's concentrate on the job at hand.
Elde herhangi bir iyi referans kitabım yok.
- I don't have any good reference book at hand.
Noel yakın, değil mi?
- Christmas is near at hand, isn't it?
Kararlaştırılmış gün çok yakın.
- The appointed day is close at hand.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
Lütfen bu kitabı el altında tutun.
- Please keep this book at hand.
Tom Mary ile ilgili ne olduğu hakkında çok açık sözlü değildi.
- Tom wasn't very forthcoming about what happened with Mary.