bevorstehend

listen to the pronunciation of bevorstehend
Немецкий Язык - Турецкий язык
eli kulağında
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bevorstehend в Английский Язык Турецкий язык словарь

forthcoming
yakında çıkacak
approaching
{s} yaklaşan

Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm. - I saw a figure approaching in the distance.

Yaklaşan sirenleri duyabiliyorduk. - We could hear sirens approaching.

at hand
elde

Eldeki işe konsantre olalım. - Let's concentrate on the job at hand.

Elde herhangi bir iyi referans kitabım yok. - I don't have any good reference book at hand.

forthcoming
{s} dost
approaching
(Spor) adımlama
at hand
yakın

Noel yakın, değil mi? - Christmas is near at hand, isn't it?

Kararlaştırılmış gün çok yakın. - The appointed day is close at hand.

at hand
yanında
forthcoming
gelecek
forthcoming
yardımsever
approaching
{s} yakında olacak olan
at hand
hazır
at hand
el altında

Daima sözlüğünü el altında bulundur. - Always have your dictionary close at hand.

Lütfen bu kitabı el altında tutun. - Please keep this book at hand.

forthcoming
varış
forthcoming
(sıfat) önümüzdeki, gelecek, yaklaşan, hazır, çıkacak olan, cana yakın, dost, konuşkan, açık sözlü
forthcoming
{s} açık sözlü

Tom Mary ile ilgili ne olduğu hakkında çok açık sözlü değildi. - Tom wasn't very forthcoming about what happened with Mary.

Немецкий Язык - Английский Язык
forthcoming
being imminent
upcoming
at hand
impending
imminently
approaching
coming to come
being about to happen
future
to be in store
(kurz) bevorstehend
imminent
(kurz) bevorstehend
impending
(kurz) bevorstehend
pending