betreibend

listen to the pronunciation of betreibend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение betreibend в Английский Язык Турецкий язык словарь

running
koşu

Onlar parkta koşuyorlar. - They are running in the park.

Bahçede bir tavşan koşuyor. - A rabbit is running in the garden.

running
{i} çalışma

Çalışmaya başlamak istiyorum. - I want to start running.

Bir çiftlikte çalışmak zordur. - Running a farm is difficult.

running
{i} koşma

Hızlı koşmaktan yoruldum. - I am tired from running fast.

Yüzmede koşmaktan daha iyi değilim. - I'm not good at swimming any more than running.

operating
ölçüm yapma
operating
faaliyette bulunan
operating
çalıştırma

Gece yarısından sonra bir dans kulübü çalıştırmak Japon hukukuna göre yasal değildir. - Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.

operating
işletme

İşletme maliyetlerini kısmamız gerekir. - We need to cut down operating costs.

O, o zaman bir traktörü işletmekle meşguldü. - At that time she was engaged in operating a tractor.

operating
{f} işlet

Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor. - My friend is designing a user interface for the new operating system.

Favori işletim sistemin nedir? - What's your favorite operating system?

instigating
Tahrik edici
operating
işleterek
operating
{s} ameliyat

Tom hâlâ ameliyat masasında - Tom is still on the operating table.

Tom ameliyat masasında öldü. - Tom died on the operating table.

instigating
kışkırtıcı
operating
işletim

Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz. - Linux is a free operating system; you should try it.

N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak. - The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system

operating
{s} kullanma
operating
{f} işlet: prep.işleterek
running
art arda