Masanın yanındaki ne?
- What's beside the desk?
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Tom Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat down beside Mary.
Mary dolaptan ütü masasını çıkardı ve onu açtı, pencerenin yanına yerleştirdi.
- Mary pulled the ironing board out of the closet and unfolded it, setting it up beside the window.
Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Tom and Mary.
Orada benden başka kimse yoktu.
- There was no one there besides me.
Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Was there anybody else besides Tom?
That is beside the point.