Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.
- The army is in the north to protect the border.
Tom Mary'yi korumak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to protect Mary.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment.
İnsan ailesini korumak zorundadır.
- One has to protect his family.