benzinli

listen to the pronunciation of benzinli
Турецкий язык - Английский Язык
petrol-driven
gasoline-powered
petrol-driven, gasoline-powered
benzin
gasoline

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

Gasoline is used for fuel. - Benzin yakıt için kullanılır.

benzin
petrol

Our car will run out of petrol in 2 minutes. - İki dakika içerisinde arabamızın benzini biter.

Shortly after the fire started, the petrol station exploded. - Yangın başladıktan kısa bir süre sonra benzin istasyonu patladı.

benzin
gas

He puts aside some gas. - O bir kenara biraz benzin koydu.

My car burns a lot of gas. - Arabam çok benzin yakar.

benzinli karot makinesi
(İnşaat) asphalt core drilling mac
benzinli motor
petrol engine
benzinli motor
gasoline engine
benzin
{i} fuel

Tom looked down at the fuel gauge. - Tom benzin göstergesine baktı.

Gasoline is used for fuel. - Benzin yakıt için kullanılır.

benzin
gasolin
benzin
(Otomotiv) petroleum
benzin
(Jeoloji) benzene
benzin
(Otomotiv) volatility
benzin
cleaner's naphtha
benzin
gasolene
benzin
benzine
benzin
petrol, gas, gasoline
benzin
benzoline
benzin
{i} juice
Английский Язык - Английский Язык

Определение benzinli в Английский Язык Английский Язык словарь

benzin
{i} fuel, petrol, solvent used in industry
Турецкий язык - Турецкий язык
Benzinle çalışan (motor, makine vb.)
benzin
Bir tür organik yağ çözücü
benzin
Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı
benzin
Benzen
Английский Язык - Турецкий язык

Определение benzinli в Английский Язык Турецкий язык словарь

benzin
(Tıp) (e) Benzin (yağ, kauçuk, reçina vs. eritmek için kullanılan bir sıvı)
benzinli
Избранное