O, ayakkabılarını giymek için eğildi. - He stooped to put on his shoes.
O, ayakkabılarını giymek için eğildi.
He stooped to put on his shoes.
Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı. - My grandma stooped down and picked up a needle and thread.
Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı.
My grandma stooped down and picked up a needle and thread.