Bu senin menfaatin için.
- This is for your benefit.
Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.
- The new road will benefit the people living in the hills.
Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.
- This law will benefit the poor.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
Onun yararına onlara yardımcı olduğu kesindir.
- It is certain that he helped them for the benefit of himself.
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
- The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.
- The community will benefit from the new industry.
Tom'u haklı kabul edelim.
- Let's give Tom the benefit of the doubt.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
An event to raise money for a charitable organization.
Onun yararları hakkında yaygara yaptı.
- She made a fuss about her benefits.
İngilizce öğrenmekten büyük yararlar sağlayacaksın.
- You will derive great benefits from learning English.
... companies opportunities to benefit if they locate their operations here. In the Recovery ...
... And we can all benefit ...