Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank loaned her 500 dollars.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent her 500 dollars.
O, sırrı kendine sakladı.
- She kept the secret to herself.
Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.
- Emi ordered herself a new dress.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.
Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- She said NO to herself. She said YES aloud.
Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
O ondan daha akıllıdır.
- He's smarter than her.
This is her book.