Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
- Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
I studied for perhaps two hours.
- Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
- Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
Maybe Tom has problems.
- Belki de Tom'un sorunları vardır.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Can you possibly help me?
- Belki bana yardımcı olabilirsiniz?
I can't possibly make lunch.
- Belki öğle yemeği yapamam.
You should probably tell Tom you don't want to do that.
- Belki de Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemen gerekir.
I'm very busy so probably I won't be able to come tomorrow.
- Çok meşgulüm, bu nedenle belki de yarın gelemeyeceğim.