Are you looking for a definite article?
- Belirli bir artikel mi arıyorsun?
I want you to have a definite plan before you leave.
- Ayrılmadan önce belirli bir planının olmasını istiyorum.
Genes consist of a specific sequence of DNA.
- Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
Tom didn't mention specific dates.
- Tom belirli tarihlerden söz etmedi.
I can trust him to a certain extent.
- Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim.
He is threatened by a certain gangster.
- O belirli bir gangster tarafından tehdit edilmektedir.
Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
- Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
I don't think Tom is the right person for this particular job.
- Tom'un bu belirli iş için doğru kişi olduğunu sanmıyorum.
I set myself realistic goals.
- Kendime gerçekçi hedefler belirliyorum.
I've kept a blog before. I didn't really have a set theme; I just blogged about whatever happened that day.
- Ben daha önce bir blog tuttum. Gerçekten belirli bir konum yoktu; Sadece o gün olan herhangi bir şeyi blogladım.
The more people buy a given item of merchandise, the higher its price.
- İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur.