They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
A silhouette of a girl appeared on the curtain.
- Perdede bir kızın silueti belirdi.
Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.
- Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.