Stop drinking. You're the designated driver.
- İçmeyi bırak. Belirlenmiş sürücü sensin.
Tickets are $30 per person and $13 for designated drivers.
- Biletler kişi başı 30 dolar ve belirlenmiş sürücüler için 13 dolardır.
You are ten minutes behind the appointed time.
- Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
- Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.