They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
I set some goals for myself.
- Ben kendim için bazı hedefler belirledim.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
- Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
- Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.