belirlemek, anlamak: "kız onun zayıf damarını yakalamıştı."- t. buğra

listen to the pronunciation of belirlemek, anlamak: "kız onun zayıf damarını yakalamıştı."- t. buğra
belirlemek, anlamak: "kız onun zayıf damarını yakalamıştı."- t. buğra
Избранное