Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.
- It is believed that whales have their own language.
Bu planın iyi bir plan olduğuna herkes inanmadı.
- Not everyone believed this plan was a good one.
Bir aptal her zaman başkalarının aptal olduğuna inanmaktadır.
- A fool always believes that it is the others who are fools.
Ona inanmakla aptallık ettin.
- It was stupid of you to believe in him.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Ona ne kadar inanıyorsun?
- How much do you believe him?
Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım.
- In my childhood, I believed in Santa Claus.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.
Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.
- There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them.
If you believe the numbers, you'll agree we need change.
I believe in faeries.
I believe there is life after death.
I believe it might rain tomorrow.(This definition is the same as to accept as true, but for a likely event might rain tomorrow).
... And I believed that these were chronic conditions that I ...
... patient believed was really going to help strengthen their ...