Did he yes the veto?.
The boy was naked to the waist.
- Çocuk beline kadar çıplaktı.
What do you think Tom's waist size is?
- Tom'un bel ölçüsünün ne olduğunu düşünüyorsun?
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
- Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
This chair has good lumbar support.
- Bu koltuğun iyi bel desteği var.
This chair has good lumbar support.
- Bu sandalye iyi bel desteğine sahip.
To determine its origin, we must go back to the middle ages.
- Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz.
Recently, I've been putting on a little weight around my waist. I guess it's middle-age spread.
- Son zamanlarda, belimin etrafında biraz kilo alıyorum. Sanırım bu orta yaş yayılması.
It's quite obscure what this sentence means.
- Bu cümlenin ne anlama geldiği çok belirsiz.
His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure.
- Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.
Do not fail to come here by the appointed time.
- Belirlenen zamanda buraya gelmeyi ihmal etme.
Maybe Jane will come.
- Belki Jane gelecektir.
Babylon is taken, Bel is confounded, Merodach is broken in pieces; her idols are confounded, her images are broken in pieces.
Her obvious nervousness belied what she said.
He found it by experience, and made good use of it in his own person, if Plutarch belie him not .
Tom hükümetin yabancılar hakkındaki gerçeği gizlemek istediğine inanıyor.
- Tom believes that the government wants to hide the truth about aliens.