beleg

listen to the pronunciation of beleg
Немецкий Язык - Турецкий язык
Английский Язык - Турецкий язык

Определение beleg в Английский Язык Турецкий язык словарь

document
belge

Belge tüm bölüm başkanlarına dağıtıldı. - The document was distributed to all department heads.

Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir. - The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.

document
{i} döküman

Bu dökümanların ne olduğunu biliyor musun? - Do you know what these documents are?

Sami bu dökümanı imzalamak zorunda kalacak. - Sami will have to sign this document.

document
{i} evrak

Tom evraklara bir göz atıyor. - Tom is looking through the documents.

Tom evrakı Mary'nin masasına koydu. - Tom put the document on Mary's desk.

document
(Bilgisayar) belge belge
document
(Kanun) vesaik
document
(Kanun) varaka
document
belgelerle kanıtlamak
document
belgelemek

Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu. - I had no alternative but to document the war crimes.

document
belge ile kanıtlamak
document
{i} belge, doküman
document
{i} delil
document
{f} dipnotlar koymak
document
belge,v.belgele: n.doküman
document
{f} belgelere dayandırmak
document
(fiil) belgelemek, kanıtlamak, belgelere dayandırmak, dipnotlar koymak, döküman sağlamak
document
{f} kanıtlamak