Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
- The new president was a warm and friendly man.
Gerçekten Tom'un yeterince samimi olduğunu düşünüyor musun?
- Do you really think Tom is warm enough?
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
- These flowers grow in warm countries.
Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
- Her warm personality adds charm to her beauty.
Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.
- Suddenly, it started to look almost nice and warm.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
- She extended a warm welcome to them.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
- Thank you for your warm words.