Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
- What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
- Tom decided to major in French.
Üniversitede ana branş olarak ne seçtin?
- What did you major in at college?
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
- Tom is a retired air force major.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
O, senin önemli sorunundur.
- That is your major problem.