being so at that time

listen to the pronunciation of being so at that time
Английский Язык - Турецкий язык

Определение being so at that time в Английский Язык Турецкий язык словарь

then
o zaman

O zamanda televizyon seyrediyordum. - I was watching TV then.

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım. - It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.

then
(ondan) sonra
then
o durumda
then
daha sonra

Ben ona daha sonra söylerim. - I'll tell him so then.

Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı. - The thief hit me and gave me a black eye and then ran off.

then
o süre içinde
then
madem öyle
then
o zamanki
then
o zamanlar

O zamanlar erkekler şapka takardı. - Men wore hats back then.

O zamanlar sanat zirvedeydi. - Art was then at its best.

then
sonra

İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt. - If you see a mistake, then please correct it.

then
öyleyse

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse. - Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.

Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım. - If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.

then
(zarf) o zaman, ondan sonra, o halde, öyleyse, zira, demek
then
derhal
then
o zaman vaki olan
then
ondan sonra
then
o halde

Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar? - If they don't want this, then what do they want?

Oraya gitmek istemiyorsanız, o halde biz de oraya gitmeyiz. - If you don't want to go there, then we won't go there.

then
(sıfat) o zamanki, o zamanlarki
then
demek

Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor? - Do you know what's going on? - No. What's it all about then?

Eğer beni bu şekilde tanımıyor idiysen, kısaca beni tanımamışsın demektir. - If you didn't know me that way then you simply didn't know me.

Английский Язык - Английский Язык
then
being so at that time

    Расстановка переносов

    be·ing so at that time

    Турецкое произношение

    biîng sō ät dhıt taym

    Произношение

    /ˈbēəɴɢ ˈsō ˈat ᴛʜət ˈtīm/ /ˈbiːɪŋ ˈsoʊ ˈæt ðət ˈtaɪm/
Избранное