O kravata bakım yapmak önemlidir.
- Maintaining that tie is important.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
- It is hard to maintain one's reputation.
Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
- Women use talking to maintain personal relationships.
Resim bir iğne ile tutturuldu.
- The picture was held on by a pin.
O, kolumu sımsıkı tuttu.
- She held my arm firmly.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- Someone's got to be held accountable.
Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.
- They were stuck together to maintain their own body heat
Dünya barışını korumak için ne yapmamız gerektiğini düşünüyorsun?
- What do you think we must do in order to maintain the peace of the world?