Dört asker ve on iki sivil öldürüldü.
- Four soldiers and twelve civilians were killed.
Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.
- Thousands of soldiers and civilians were dying.
Eğer tarih bize bir şey öğrettiyse, o da özel mülkiyetin medeniyetin ayrılmaz bir parçası olduğudur.
- If history could teach us anything, it would be that private property is inextricably linked with civilization.
Medeniyet nükleer savaş tarafından tehdit edilmektedir.
- Civilization is now threatened by nuclear war.
Biraz daha medeni olmayı deneyebilirsiniz.
- You could try and be a bit more civilized.
Ona kibar bir cevap yazacağım.
- I will write him a civil answer.
Yerini yaşlı adama teklif etmesi, onun nazik bir davranışıydı.
- It was civil of him to offer his seat to the old man.
İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
Davis, iç savaş istemiyordu.
- Davis did not want civil war.