Onun, bütün o karın altında gömülü olduğunu duyuyorum.
- I hear it's buried under all that snow.
Onun külleri burada gömülüdür.
- His ashes are buried here.
Sami arka bahçesinde gömülmüş bir ceset buldu.
- Sami found a body buried in his backyard.
Onların Park caddesindeki bir evin bodrumunda gömülmüş bir iskelet bulduklarını duydum.
- I heard they found a skeleton buried in the basement of a house on Park Street.
Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried here.
Öldüğümde onun yanına gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried next to her.
Buraya altın barlarını kim gömdü.
- Who buried the gold bars here?
O, biricik oğlunu gömdü.
- She has buried her only son.
Undoubtedly the most entertaining thing to do in winter is to search for your snow entombed car.
- Die zweifellos unterhaltsamste Sache im Winter ist es, sein unter dem Schnee begrabenes Auto zu suchen.
Her ashes are interred here.
- Ihre Asche ist hier begraben.