Uçağım güvenle indiğinde rahatlamış hissettim.
- I felt relieved when my plane landed safely.
John'un anne babası onun güvende olduğunu duydukları için rahatlamış görünüyorlardı.
- John's parents seemed relieved to hear that he was safe.
Onu fazla mesai yapmaktan muaf tuttum.
- I exempted her from working overtime.
Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi.
- The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- The hostages will be released tomorrow.
Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
- The man extricated Ellie from a dangerous situation.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
- The prisoner asked to be released early.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
- They released the prisoner.
Tom geçen ay hastaneden bırakıldı.
- Tom was released from the hospital last month.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
- Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
He is exempt from the military service.
- Er ist vom Militärdienst befreit.