befreit

listen to the pronunciation of befreit
Немецкий Язык - Турецкий язык
azad
kurtarılmış
azade
Английский Язык - Турецкий язык

Определение befreit в Английский Язык Турецкий язык словарь

relieved
rahatlamış

Uçağım güvenle indiğinde rahatlamış hissettim. - I felt relieved when my plane landed safely.

John'un anne babası onun güvende olduğunu duydukları için rahatlamış görünüyorlardı. - John's parents seemed relieved to hear that he was safe.

exempted
muaf

Onu fazla mesai yapmaktan muaf tuttum. - I exempted her from working overtime.

Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi. - The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.

exempted
ayrı tutulmuş
exempted
müstesna
released
(Askeri) müsaade edilmiş
released
taburcu olmak
released
serbest bırakılmış

Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak. - The hostages will be released tomorrow.

released
açığa çıkan
released
çıkmak
relieved
hafiflemek
relieved
içi rahat etmek
extricated
{f} kurtar

Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı. - The man extricated Ellie from a dangerous situation.

released
{f} serbest bırak

Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi. - The prisoner asked to be released early.

Onlar mahkûmu serbest bıraktılar. - They released the prisoner.

released
(Bilgisayar) bırakıldı

Tom geçen ay hastaneden bırakıldı. - Tom was released from the hospital last month.

Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu. - Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.

relieved
ferah
cleared
açıklayış
extricated
kurtarmış
released
MÜSAADE EDİLMİŞ: Hava savunmada, görevlerinden ve hazır olma durumundan çıkarılmış silah ve personel, serbest bırakılınca, kendilerine hazırlık durumuna tekrar geçecekleri bir zaman verilir
relieved
sıkıntısını hafiflet(mek)