before in time or place

listen to the pronunciation of before in time or place
Английский Язык - Турецкий язык

Определение before in time or place в Английский Язык Турецкий язык словарь

pro
yerinde

Cinsel taciz iş yerinde ciddi bir sorun olabilir. - Sexual harassment can be a serious problem in the workplace.

Yerinde olsam, muhtemelen aynı şeyi yapardım. - In your position, I'd probably have done the same thing.

pre
önek önce, ön
pre
ön

Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur. - It would be to your advantage to prepare questions in advance.

Onun görüşü önyargısızdır. - His opinion is free from prejudice.

pre-
önce

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

Senin vergi öncesi gelirin nedir? - What's your pre-tax income?

pre-
(önek) ön
pre-
önceden

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

pre-
erken
pre-
ilk
pro
yandaş
pro
önek ... taraftarı, ... yanlısı, -in tarafını tutan: He´s pro-French. 1. O, Fransızların tarafını tutuyor. 2. O, Fransızcadan yanadır
pre
(Askeri) POSITIONED WAR RESERVE MATERIAL REQUIREMENT, PROTECTABLE: KORUNABİLİR (MUHAFAZA EDİLEBİLİR), ÖNCEDEN İDHAR EDİLMİŞ HARP YEDEĞİ MALZEME GEREKSİNİMİ: Önceden idhar edilmiş harp yedeği malzeme gereksiniminin tedarik, fon ve envanter yönetimi amaçlarıyla korunan, muhafaza edilen kısmı
pre
önce

Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur. - It would be to your advantage to prepare questions in advance.

Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı? - Has your neck thickened during the previous year?

pre
evvel
pre
öncesi

Buz birçok tarih öncesi hayvanlar fosilleştirdi. - The ice has fossilised many prehistoric animals.

Tom Mary'nin evlilik öncesi anlaşmayı imzalamasını istedi. - Tom wanted Mary to sign a prenuptial agreement.

pre
önceden

O iki gün önceden vardı. - He arrived two days previously.

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir. - In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.

pre
önceki

Ben önceki gün bir kamera kaybettim. - I had lost a camera in the previous day.

Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı? - Has your neck thickened during the previous year?

pre
pref. önce
pre
ön-
pro
lehte olanlar
pro
dili profesyonel atlet
Английский Язык - Английский Язык
pre-
pro
pre
pro-
before in time or place

    Расстановка переносов

    be·fore in time or place

    Турецкое произношение

    bîfôr în taym ır pleys

    Произношение

    /bəˈfôr ən ˈtīm ər ˈplās/ /bɪˈfɔːr ɪn ˈtaɪm ɜr ˈpleɪs/
Избранное