Tom ve Mary daha iyi çalışma koşulları talep etti.
- Tom and Mary demanded better working conditions.
Yaşam koşulları zordu.
- Living conditions were hard.
Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.
- They want to better their working conditions.
Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for improved living conditions.
Yaşam koşulları zordu.
- Living conditions were hard.
O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Bu hastanın durumu günden güne kötüleşiyor.
- This patient's conditions are getting worse day after day.
Hava durumları değişebilir.
- Weather conditions may change.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.