The baby stopped crying.
- Bebek ağlamayı kesti.
She smiled at her baby.
- O, bebeğine gülümsedi.
When I last saw Tom he was just a babe in arms.
- Tom'u son gördüğümde daha el kadar bebekti.
As innocent as a babe unborn.
- Doğmamış bir bebek kadar masum.