Ne güzel bir gökkuşağı!
- What a beautiful rainbow!
Ben senden daha güzelim.
- I am more beautiful than you.
Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
- Ice skating can be graceful and beautiful.
O güzel ve ayrıca çok zarif.
- She is beautiful, and what is more, very graceful.
O en güzel çiçekten hoşlanır.
- He likes the most beautiful flower.
Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor.
- Tom likes only beautiful girls.
Bu tırtıl harika bir kelebek olacak.
- This caterpillar will become a beautiful butterfly.
Piknik için harika bir gün, değil mi?
- Isn't it a beautiful day for a picnic?
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
- She wasn't beautiful, but she had big, kind brown eyes and a sweet smile.
Bu çiçek tatlı kokuyor.
- This flower smells beautiful.
O Kar Beyazı kadar güzeldir.
- She is as beautiful as Snow White.
O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
- She is very beautiful, and what is more, very wise.
O gerçek bir güzellik.
- She is a real beauty.
Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?
- How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?
Siyah saçlı güzel kız parkta idi.
- The beautiful girl with black hair was in the park.
Ben, utangaç genç adama güzel kıza aşkını ilan etmesini tavsiye ettim.
- I advised the shy young man to declare his love for the beautiful girl.
Bayan Smith ünlü bir güzel kadındı.
- Mrs. Smith was a famous beauty.
Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?
- How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?
Kelimeler manzaranın güzelliğini ifade edemez.
- Words cannot express the beauty of the scene.
O, güzelce piyano çaldı.
- She played the piano beautifully.
Kilise çiçeklerle güzelce dekore edildi.
- The church was beautifully decorated with flowers.
O güzel şekilde yazar.
- She writes beautifully.
Hile çok güzel çalıştı.
- The trick worked beautifully.
Biz güzel manzaraya bakarak ayakta durduk.
- We stood looking at the beautiful scenery.
Ben, utangaç genç adama güzel kıza aşkını ilan etmesini tavsiye ettim.
- I advised the shy young man to declare his love for the beautiful girl.
Onun kadar güzel bir şekilde Çince yazan birini bulmak zordur.
- It's hard to find someone who writes Chinese as beautifully as he.
Bunun güzel bir şekilde üstesinden geldin.
- You handled that beautifully.
It looks beautiful.
Beautiful! What a catch! (referring to an athlete catching a ball).
Beautiful! I dropped the soup on the floor!.
The skater performed a beautiful axel.
Anyone who has ever met her thought she was absolutely beautiful.
After watching Saturday's final, don't you agree that soccer is still the beautiful game that Pelé called it?.
They were the beautifulest boys I ever laid eyes on, and uncle sot great store by them.
Chris is a beauty.
It's the long weekend. Beauty!.
The beauty of the deal is it costs nothing!.
He made a beauty pass through the neutral zone.
... cards, Search is really becoming a beautiful ...
... the took only two this is one of the most beautiful churches that go around ...