Cimnastikçi denge kirişi üzerinde kaydı.
- The gymnast slipped on the balance beam.
Bu kirişler çatının ağırlığını taşımazlar.
- These beams will not carry the weight of the roof.
Lazer ışını alarm tetikleyicilerini kontrol ediyorum.
- I'm checking for laser beam alarm triggers.
Işık ışınları bulutların arasında parlıyordu.
- Beams of light shone through the clouds.
Işık ışınları bulutların arasında parlıyordu.
- Beams of light shone through the clouds.
Penceremden parlayan bir ışık demeti ile uyandırıldım.
- I was wakened by a beam of light shining through my window.
Cadı bir büyü yaptı ve asasından dışarı bir ışık demeti fırladı.
- The witch cast a spell and a beam of light shot out of her wand.
Penceremden parlayan bir ışık demeti ile uyandırıldım.
- I was wakened by a beam of light shining through my window.
Penceremden parlayan bir ışık demeti ile uyandırıldım.
- I was wakened by a beam of light shining through my window.
Cadı bir büyü yaptı ve asasından dışarı bir ışık demeti fırladı.
- The witch cast a spell and a beam of light shot out of her wand.
Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
- A beam of sunlight came through the clouds.
Bu lambanın çok parlak bir ışığı var.
- This lamp sends out a powerful beam.
The honest Captain, with his Heart's Delight in the house, and Susan tending her, was a beaming and a happy man. As the days flew by, he grew more beaming and more happy, every day.