Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
- Is the cat on the chair or under the chair?
Köpeğimi bahçemizdeki ağacın altında uzanırken buldum.
- I found my dog lying under the tree in our yard.
Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
- The young woman under that tree looks sad.
Bir ağacın altına oturdular.
- They sat under a tree.
Maru emekleyerek masanın altından geçti.
- Maru crawled out from under the table.
O, arabanın altından çıktı.
- He got out from under the car.
Bazı kitaplarla, ben daha fazla okudukça, ben onları daha az anlıyorum.
- With some books, the more I read them, the less I understand them.
Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
- Is the cat on the chair or under the chair?
Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
- He hid his toys under the bed.
Kraliyet mücevherleri kilit ve anahtara bağlı tutulur.
- The royal jewels are kept under lock and key.
Bir ağacın altına oturdular.
- They sat under a tree.
O,oyucaklarını yatağın altına sakladı.
- He hid his toys under the bed.
Anlamam için yardımcı ol.
- Help me to understand.
Tom sigarayı bırakmasına yardımcı olmak için hipnoterapi uyguladı.
- Tom underwent hypnotherapy to help him give up smoking.
O üstlerine karşı yaltakçı ve astlarına karşı kibirlidir.
- He is obsequious to the higher ups and arrogant towards his underlings.
Sen sadece bir astsın. Yerini bil!
- You're just an underling. Know your place!
Görecelik teorisini az sayıda bilimci anlıyor.
- Few scientists understand the theory of relativity.
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Keşke biz onu ziyaret ettiğimizde kule inşaat halinde olmasaydı.
- I wish the tower hadn't been under construction when we visited it.
O zaman, benim evim inşaat halindeydi.
- At that time, my house was under construction.
Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.
- My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying.
Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.
- There was a watermill under the dam.
İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.
- The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function.
Onun taahhütü fon eksikliğinden başarısız oldu.
- His undertaking failed for lack of funds.
İçkinin etkisi altında araba sürme.
- Don't drive under the influence of drink.
Alkolün etkisi altındayken asla yüzme.
- Never swim while under the influence of alcohol.
Onun emrinde çalışmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve than work under him.
He served in World War II under General Omar Bradley.
I live within spitting distance of the subway station.
- I live within spitting distance of the underground station.
Where's the subway station?
- Where's the underground station?
... under-resourced journalists rather than ...
... So if you look under your seat, you get a pair of ...