Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
O, amirine ne düşündüğünü söyledi.
- She told her superior what she thought.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Onun raporu benimkine göre üstündür.
- His paper is superior to mine.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
- Sami felt a little bit superior to his friends.
Benim kültürüm objektif olarak onlarınkinden daha üstün.
- My culture is objectively superior to theirs.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Rebecca had always thought shorts were far superior to pants, as they didn't constantly make her legs itch.
... So David up against Goliath has superior technology. ...
... that are infinitely superior to the ligament ...