Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.
- Mary had every reason to be satisfied.
Müşteriler memnun olmak zorundadır.
- Customers have to be satisfied.
Memnun kalmadılar mı?
- Weren't they satisfied?
Patronum benim TPS raporlarımdan memnun değil.
- My boss is not satisfied with my TPS reports.
O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.
- Although she is poor, she is satisfied.
Sen asla tatmin olmuş değilsin.
- You're never satisfied.
Tom Mary'nin çalışmasından memnun olmaktan uzaktır.
- Tom is far from satisfied with Mary's work.
Müşteriler memnun olmak zorundadır.
- Customers have to be satisfied.
Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.
- Mary had every reason to be satisfied.
Tom birkaç sandviç yiyerek açlığını tatmin etti.
- Tom satisfied his hunger by eating some sandwiches.
Yemek onun açlığını tatmin etti.
- The meal satisfied his hunger.
Bütün olarak ben sonuçtan memnunum.
- On the whole I am satisfied with the result.
Memnun kalmadılar mı?
- Weren't they satisfied?
Henüz hoşnut değilim.
- I'm not satisfied yet.
Müşterileri hoşnut tutmalıyız.
- We must keep the customers satisfied.
Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.
- Mary had every reason to be satisfied.
... And the question was who was more satisfied ...
... Number two, don't just be satisfied with applying that ...