Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.
- The temperature is above freezing today.
Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
- The temperature is just above freezing.
Tom dondurucu suya atladı.
- Tom jumped into the freezing water.
Tom ve Mary dondurucu gölde yüzdü.
- Tom and Mary swam in the freezing lake.
Burada hava çok soğuk.
- It's freezing in here.
Burada dışarısı çok soğuk.
- It's freezing out here.
Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
- The temperature is just above freezing.
Suyun donma noktası nedir?
- What's the freezing point of water?
O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi.
- He was freezing, so he shivered with cold.
Burası dondurucu soğuk.
- It's freezing cold in here.
Onların yiyeceklerini onlar için dondurmuyorum.
- I'm not freezing their food for them.
Burası dondurucu soğuk.
- It's freezing cold in here.
Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.
- The temperature is above freezing today.
Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
- The match had to be called off because of the freezing weather.
Burası buz gibi! Biri klimayı kapatabilir mi?
- It's freezing in here! Can somebody turn off the air-conditioner?
Böyle buz gibi soğuk bir yerde ne yapıyorsun?
- What are you doing in a freezing place like this?