Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.
- Illegal logging has decreased considerably.
Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
- The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
Satışlar bugünlerde azaldı.
- Sales have decreased these days.