Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
- You must be careful not to make him angry.
Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
- You'd better be careful about going to her house.
Dikkatli olmak zorundayım.
- I've got to be careful.
Artık dikkatli olmak zorundayım.
- I have to be careful from now on.
Saçma bir gece kulübündeyim, ahbap!
- I'm in a fricking nightclub, dude!
Parti harikaydı ahbap.
- That party was great, Dude.
Eğer zayıflamak istiyorsan ne yediğine dikkat etmek zorundasın.
- If you want to lose weight, you'll have to be careful about what you eat.
Giderlerimize dikkat etmek zorundayız.
- We have to be careful with expenses.
Dikkatli olmak zorundasın.
- You have to be careful.
Dikkatli olmak zorundayım.
- I've got to be careful.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
Sürekli çıktığın bir kız arkadaşın var mı?
- Do you have a steady girlfriend?
Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
- You'd better be careful about going to her house.
Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
- I advise you to be careful in making notes for the lecture.
... So we have to be a little bit careful here. ...
... reaction, careful response. ...