Tom şaşkın görünüyordu.
- Tom seemed bewildered.
Tom biraz şaşkın görünüyordu.
- Tom looked a little bewildered.
Tom şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed to be bewildered.
Tom şok olmuştu ve şaşırmıştı.
- Tom was shocked and bewildered.
Tom kendini şaşkına dönmüş buldu.
- Tom found himself bewildered.
Çocuk labirentten çıkış yolunu bulamadı.
- The boy could not find his way out of the maze.
Labirentte kayboldum.
- I got lost in the maze.
He was just standing there, turning this way and that, with a bewildered look on his face.